Operasyonel sistemleri mi değiştirmeli, yoksa Veri ambarını mı?

Pek çok firmanın ana temel sorunu, operasyonel sistemlerinin eski, yamalarla dolu, dökümantasyonunun olmamasıdır. Eğer bu sistemler 10 yıl önce ilk defa yazılmışlarsa, tek müşteri özlüğünü içeren tabloları bu sistemlerde bulmak da zorlaşır.
Bu sistemler tüm operasyonel işleri devam ettirdiği için kolayca çöpe atıp yerine yenisini de koymak uzunca bir çalışma temposu ve iş gücü gerektireceği için imkansıza yakındır. O yüzden, bu sistemlerdeki problemleri bertaraf edebilmek için, bazen veri ambarı ortamlarının kullanıldığı olur. Bazen veri ambarı Operasyonel veri kaynağı olarak operasyonel raporların çekilmesinde kullanılır, bazen de operasyonel sistemlerde yapılamayan müşteri tekilleştirme ve veri kalitesi iyileştirme çalışmaları veri ambarlarında yapılır.
Veri ambarında bu tekilleştirme ve veri kalitesini artırmanın getirdiği göreli bir düzelme, aynı zamanda da gerçeğin tek versiyonunun kaybı, operasyonel sistemle bağın kopması durumu oluşur. Aynı zamanda, veri ambarına veri aktarılırken ETL sürecinden geçtikten sonra aldığı form ile, önceki hali arasında kıyaslama yapmanız da zorlaşır. Bu şekilde oluşturduğunuz veri ambarını pazarlama odaklı işler için kullanabilirsiniz, ancak ince ayar ve tutturma gerektiren finansal raporlamalar için kullanamazsınız.
Ayrıca, uç kullanıcılar tek müşteri özlüğüne ulaşılabildiğini deneyimlemiş olacakları için, bu bilgilerin her sistemde aynı olmasını talep etmeye başlarlar.
Yani uzun vadede de operasyonel sistemi değiştirmeniz ve MDM (Master Data Management) yapısına hızla geçmeniz gerekir.
Aksi takdirde, bir çığ gibi büyüyen iç müşteri hoşnutsuzluğu sizi mutsuz edebilir.
Yani veri ambarını yoğun veri dönüşümleri ile kaynağından farklı şekilde yorumlamak ve kurmak size ancak kısa vadeli başarı getirir. Uzun vadede, operasyonel sisteminizi çöpe atıp MDM ile yeni baştan kurgulamanız gerekir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Disleksi ve otizm eğitimi