Kayıtlar

Savunduğum konular

Bir süredir aktivist bir kimliğim oluştu. Bazı şeylere karşıyım, gittikçe de daha çok karşı oluyorum. Karşı olduğum şeylerin son zamanlarda sayısı artmaya başladı. Ben de bunları bir liste haline getirme kararı aldım: 1. Kapitalist ekonomi ve finans düzenine karşıyım. Borca dayalı ekonomik sistem, insanları özgür kılmaktan daha çok bağımlı yapıyor. Kapitalizmin yerine sosyalizm daha çok huzur ve barış getirebilir. 2. Endüstriyel tarıma, çiftlik hayvancılığına karşıyım. Tarım ilaçlarına dayanan, doğal gübre kullanmayan, tohumda çeşitlilik sağlamayan tüm bu yöntemlere ve üretilen sağlıksız ürünlere karşıyım. Bu ürünler insanlarda bağışıklık sistemi sorunlarının artmasına sebep oluyor. 3. Dünyanın enerji altyapısının petrole dayalı olmasına karşıyım. Yenilenebilir ve temiz enerjiye inanıyorum. 4. Tüketime dayalı ekonomiye karşıyım. Onun yerine türetime dayalı ekonomi, dünya ile uyumlu bir yaşam düzenine geçilmesi gerektiğini düşünüyorum. 5. Yukarıda yazılanların tümü, yeni nesi...

Önümüzdeki 50 yıl içerisinde hayat için öngörüler

Gözlerimizi kapatıp insanlık için bir hayal kuralım: İnsan, doğa ile bütünleşik yaşama geri dönmüştür. Dünya Gemisi olarak inşa edilen evlerde, güneş enerjisi ile ısınan/aydınlanan evlerde yaşamakta, suyu yağmur suyundan filtreleyerek kullanmaktadır. Bahçesinde yetiştirdiği yiyecekleri yemekte, ağılında et, süt ve yumurta için hayvan beslemektedir. Evin ışıklarını, TV'yi ve bahçenin sulama işlerini cep telefonundan akıllı ev sistemleri ile yönetmektedir. Evin dekorasyonunda doğal olan ürünler, taş, ahşap, cam, pamuk ve yün tercih edilmiştir. Beyin performansını artırmak için cep telefonuna bağlı Neurofeedback uygulaması ve artırılmış gerçeklik uygulamaları kullanılmaktadır. Paraya teknik olarak ihtiyaç duyulmamaktadır, çünkü yönetim şekli olarak Sosyal Devlet benimsenmiştir. Yani devlet, kişinin her türlü eğitim, sağlık ve sosyal harcamalarını karşılamaktadır. Evleri devlet finanse etmektedir. Güneş enerjisi ile çalışan şarj edilebilir araçlar ve toplu taşıma ile ulaşım sağl...

Artırılmış gerçeklik- Augmented Reality

Google Glass uygulaması ile birlikte, artırılmış gerçeklik uygulamaları da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Artırılmış gerçeklik ile , varolan dünya görüntüsü üzerine daha fazla bilgi montelemek ve kullanıcıya göstermek mümkün oldu. Bu uygulamaları geliştirebilmek için, öncelikle 2 boyutlu veya 3 boyutlu Image Marker'lar hazırlanıyor ve uygulamaya tanıtılıyor. Mobil uygulama, bu marker'ları algıladığında farklı objeler görüntüleniyor veya animasyon başlıyor. Artırılmış gerçeklik, şu anda reklam, pazarlama mecrası olarak çok ilgi görüyor. Yakında, eğitim ve sanat dalında farklı uygulamalarını da daha sık göreceğiz. http://www.layar.com http://www.wikitude.com

Sanal gerçeklik

Bilgisayar dünyası son 20-25 yıldır başa takılan ekranlar ve uygulamaları konusunda bayağı ilerleme kaydetti. Bu konuda, Oculus Rift sanal gerçeklik ortamı sağlayan en önemli donanım marka ve modeli. Bu donanımların fiyatı bir hayli yüksek olduğu için yaygın olarak da kullanımı pek mümkün olamadı. Son yıllarda, Google kartondan bir sanal gerçeklik gözlüğü icat etti ve piyasaya sürdü. Google Cardboard ile, cep telefonunuza indirdiğiniz uygulamaları, sanal gerçeklik ortamında kullanmanız mümkün oluyor. Internet Explorer ile Javascript uygulamaları geliştirmek ve bunları denemek de mümkün. Google Cardboard bu alanda, teknolojiyi halka indirmesi anlamında öncülük ediyor. Daha fazla bilgi için: https://www.google.com/get/cardboard/

Bias and Variance

Resim
Machine Learning'te bir kavram var: Bias (önyargı, peşin hüküm ya da ortalamadan uzaklık) ne kadar artarsa, variance (varyans, değişim,çeşitlilik) o kadar azalır, Bias azalırsa varyans artar. Bu kavram, verilerden bilginin çıkarılması, matematik modellemelerin yapılması ve bu matematik modellerin gerçeği na kadar yansıttıklarını hesaplamak için kullanılıyor. Bu kavramı insan beyni ve onun aldığı kararlar için uygulamak istersek çok ilginç sonuçlarla karşılaşıyoruz. İnsanda beynin karar veren Yönetici Bölgesi Prefrontal Lob'dur. Bu lobun her iki yarıküresine gelen veriler sentezlenerek ve önceden öğrenilenlerle birleştirilerek bir karara varılır. Prefrontal lob çok iyi çalışıyorsa, sonuçlar da doğru ya da yanlış olsun çok nettir. Varyans daha azdır. Gözle görülen, kulakla işitilen veriler geçmiş bilgilerle birleştirilmiş ve net olarak karara ulaşılmıştır. Bir atoma baktığımızda, elektron nerede kesin bilinmektedir. Eğer insan beyninin bu bölümü Yönetim faaliyetlerini tam ...

Sürdürülebilir Tüketim Modelleri

1990'lı yıllardan sonra, tüketiciyi merkeze koyan ve onun satın alma davranışlarını inceleyen Tüketim Ekonomisi Teorileri ortaya atıldı. Bu teorilere göre, tüketici bir kimlik edinimi ihtiyacında, ne kadar çok tüketirse o kadar kendisini mutlu ve doyumlu hisseden ve bu şekilde davranan bir kişiydi. Kişinin etnik kökenleri ve bölgesel tarzı yerine globalizm ve global insanlık tarz ve kuralları belirleyiciydi. Bu trend o kadar tuttu ki Pazarlama harcamaları tek bir merkezden kontrol edilebilen, tüm dünyadaki mağazalarda benzer şekilde yapıldı ve ürün fiyatları merkezi yapılanma sayesinde hızla düşmeye başladı. Üretim merkezlerinin global olarak ucuz işgücü olan bölgelere kayması fiyatları daha fazla aşağıya çekti. Bu yapılanma görünüşte mükemmel bir işleyiş sunmasına rağmen, tüm dünyadaki hammaddelerin hızlı bir şekilde tüketilmesine, çevresel çöpün çok hızlı artmasına sebep oldu. Dünya kaynakları çok hızlı tüketildiği için, tüketici modellerinden sürdürülebilir tüketim modelle...

Sustainable Consumption- Sürdürülebilir tüketim

Pazarlama'da son 20 yıldır öne çıkan bir teori var. Bu teori, Consumer Culture Theory (Tüketim Kültürü Teorisi). Bu teori, tüm alışverişlerin temeline tüketiciyi koyar ve alışveriş eğilimlerini ve tüketici davranışlarını tüketicinin özellikleri ile açıklamaya çalışır. CCT, tüketicinin bir kimlik arayışı ve edinimi ihtiyacında olduğunu, bu kimliğe uygun alışveriş yaptığını soyler. Ya da kişinin ait olduğu alt kültürün gereksindiği şekilde alışveriş yapılır. Veya kişinin ait olduğu etnik ve sınıf kimliğine uygun olarak alışveriş yapılır. Başka bir yaklaşım da , Kitleleri yönlendiren reklamlar,kitlesel  iletişim ve bunların kitleler tarafından kabulu, eleştirisi veya tepkisi üzerine yoğunlaşır. CCT yaklaşımı, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere tam olarak uymuyor. Bunu, 20 yılı aşkın bir süre Perakende Bankalarda edindiğim CRM, Pazarlama ve IT deneyimime dayanarak söylüyorum. Çünkü, gelişmekte olan ülkelerde tüketicinin kendi içerisinde tutarlı bir kimlik edinmesi ve bu kimliğe...