Yeni Yaşam Alanları

Disleksi zeka normal ve normal üstü olmasına ragmen öğrenme, özellikle okuma becerilerinin geriden gelmesidir. Fetüsün gelişimi esnasında, sol hemisfer gelişiminin daha yavaş olduğunu ve bu yavaşlığın doğum sonrasında da devam ettiğini söyleyebiliriz. Doğum sonrasında da bağışıklık sistemi sorunlarının yaşanması, gelişimde gecikmeyi artırıcı etki yaratıyor olabilir. Zeka normal ve normal üstü olmasına ragmen, sol hemisfer baskınlığı kazanılamadığı için, okuma gibi becerilerin kazanımı daha zor olmaktadır. Özel eğitim, konuşma, fonetik farkındalık, kelime dağarcığını geliştirme, sosyalleşme ve hafızanın geliştirilmesine odaklanmaktadır. Daha çok   Broca alanını ve ön frontal lobları geliştiren bir eğitim modeli uygulanmaktadır. Auto Train Brain eğitimi ise, kişiye özel olarak gelişime en çok hangi bölgede ihtiyaç varsa o bölgenin gelişimine otomatik olarak odaklanmaktadır. Beynin lobları arasında gelişimsel farklılıklar azaltılarak bağlantısızlık sendromunun azaltılması hedeflenme

Ne zaman hayat normale dönecek? Ne zaman evden çıkacağız? Çok belirsiz… Normale dönecek mi gerçekten? Hangi normale döneceğiz? Normalin nasıl olduğuna bağlı… yeter ki eskisi gibi olmasın. Dünya iyi bir yer değildi, mesela hava daha kirliydi. Zor nefes alıyorduk trafikte. Daha çok petrol ve kömür yakıyor, fazla et yiyor ve iklimi değiştiriyorduk. Çıkardığımız gürültüden hayvanları kaçırıyor, yaşam alanlarını yok ediyorduk. Tohumların genleri ile oynuyor, tarımda daha çok ilaçlama yapıyorduk. Hayvanlar daha çok süt, yumurta versin diye endüstriyel üretim yapıyor, antibiyotik veriyorduk. Daha sonra bu ürünleri endüstriyel üretimle paketliyorduk. Tüm bu durumlardan dolayı bağışıklık sistemi bozulan çocuklarla alay ediyor, onları toplumdan dışlıyor, durumun ne olduğunu anlamayan ailelerin “onların genetiği böyle” deyip kazanç kapılarını kapatıyor ve düşük seviyeli bir yaşama mahkum ediyorduk. Anlaşılmaz bazı psikoloji terimleri ile insanları, kendilerinde bir bozukluk olduğuna inandır

Otoimmün sebeplere dayanan DEHB, disleksi, otizm modern toplumlarda %3.9 hızla artmaktadır. Bu beyin durumları epigenetik olarak adlandırılmaktadır. Epigenetik demek, genetik eğilim olmakla birlikte çevresel koşullarla oluşan anlamında kullanılmaktadır. Yani önceki jenerasyonları daha hafif olarak etkileyen mutasyonlar, şu anda çok daha fazla hayatımızı etkilemektedir. Bunun sebepleri arasında en büyük payı, gıdanın endüstriyel olarak üretilmesi yer almaktadır. Endüstriyel tarım ve hayvancılık, öncelikle tohumların genleri ile oynanması ile başlamış, daha sonra genetiği değiştirilmiş tohumların antibiyotik ve tarım ilaçları ile yetiştirilmesi durumu ortaya çıkmıştır. İnsan, besin zincirinin en üstünde yeralmaktadır. Bir insana iyi gelen yiyecekler, bazılarına iyi gelmeyebilir. Gıdaların üretilmesindeki değişimler, insanı da daha yoğun şekilde etkilemeye başlamıştır. İnsan vücudu, çevresel koşullara bağışıklık sistemi ile uyum sağlar. Bağışıklık sistemi, vücuttan zararlı olarak

  İMMÜN PLAZMA NEDİR? İmmün plazma, Koronavirüs hastalığını yenen insanların kanından bu hastalığı durduracak antikorların izole edilerek diğer insanların tedavisinde ve korunmasında kullanılması esasına dayanıyor. Hastalığı yenenlerin plazma ve hücre bağışında bulunması gerekiyor. Yoğun bakımda yatan hastalar için bağışık olan insanların hücrelerini ve kanındaki antikorları kullanılacak. İmmün sistem, hastalıklara karşı savunma mekanizmasını oluşturan, mikropları ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden, vücudu yabancı ve zararlı maddelerden koruyan bir sistemdir. Aktif ve pasif olmak üzere iki tip immünite vardır. -Aktif immünite, hastalığın, çok hafif de olsa, bizzat geçirilmesiyle oluşur. Hastalığa neden olan organizmalar, vücutta antikor reaksiyonları uyandırırlar ve bu reaksiyonlar, bazı vakâlarda, hayat boyu devam eder. -Pasif immünite ise, antikor reaksiyonu uyandıracak nitelikte, fakat kuvveti azaltılmış veya değiştirilmiş olan mikropların vücuda aşılanmasıyla

Elektromanyetizma, elektrikle yüklü parçacıklar arasındaki etkileşime neden olan fiziksel kuvvettir. Bu etkileşimin gerçekleştiği alanlar, elektromanyetik alan olarak tanımlanır. Doğadaki dört temel kuvvetten birisi elektromanyetizmadır. Elektromanyetizma, yerçekimi dışında, günlük yaşamda karşılaşılan hemen hemen tüm fenomenlerden sorumlu etkileşimdir. Olağan madde, formunu her bir molekülünün arasındaki çekim gücünün bir sonucu olarak alır. İnsan vücudunda kalp ve beyin ana elektromanyetizma üreten noktalardır. Kalp ritmi ile insanın etrafında torus olarak izlenen bir elektromanyetik alan oluşur. Ayrıca insan beyninde, dikey piramit nöronlar belli bir elektrik akımı oluşturur.   Bu elektrik akımı dışarıdan EEG cihazları ile ölçülebilir. İnsan beyninin ölçülen normal frekans bandı 10-13 Hz dir. İnsan vücudunun normal frekansı 70 MHz dir. Dünyamızın da kutupları arasında böyle bir elektromanyetik güç vardır ve etrafında torus olarak adlandırılan bir enerji halesine yol açar. Dü

Disleksi, tanısı en zor konulan beyin durumlarından birisidir. Çocuk okula başlayıp 2. Sınıfın sonuna gelene kadar gelişimsel farkı kapatacağı umuduyla beklenmekte, bu dönemde aileler, okul ve öğretmenle karşı karşıya gelip yıpranmakta ve gitgellerle çocuğun özgüveni zedelenmektedir. Öğrenme güçlükleri, TILLS testi ile %86 güvenilirlikte tanılanabilmektedir. EEG ölçümlemesi ile öğrenme güçlükleri tanısı konamamaktadır. Auto Train Brain, geliştirdiği farklı raporlama yöntemi ile 4-7 yaş arası çocukların QEEG verilerini aynı yaştaki çocukların norm datası ile karşılaştırmakta ve farklı ölçümleme yapılan yerlere dikkat çekmektedir. Riskli olarak görülen grubun, Nörologlara ve diğer sağlık ekibine yönlendirilerek tanı alma ihtimali artırılmaktadır. Erken tanı almış olan çocukların nörogeribildirimle sol hemisfer baskınlığının artırılması ve yaşıtlarına erişmesi söz konusu olabilmektedir. Nörogeribildirim, %50 - %80 oranında etkili olan, güvenilir, invazif olmayan bir yöntemdir. D

Bugün Otizm farkındalık günü. Toplumda otizmin görülme sıklığı hızlı bir şekilde artıyor. Otizmin oluşmasında genetik eğilim olsa dahi çevresel koşulların da etkili olduğu söyleniyor. Disleksi ile otizm kök sebep olarak otoimmun problem olup benzeşirler ancak oluşturdukları sonuç itibari ile ayrılırlar ve zıt karakterleri vardır. Disleksideki problem temel olarak, beyin gelişiminde yavaşlık, kısa bağlantılanmada problem ve sol hemisfer baskınlığının kurulmamış olması ile tarif edilebilir. Otizmde ise kısa bağlantılanmada aşırı artış vardır, ancak ön ve arka lobların birbiri ile bağlantılanmasında problem yaşanır. Ayrıca vücutta inflamasyon ve bunun sonuçları da görülebilir. Özellikle disleksili çocukların beyin performanslarını artırmak için geliştirilmiş olan Auto Train Brain, 14 kanaldan veri okuyarak yavaş dalgaları indirmekte ve aynı zamanda hızlı dalgaları normalize etmektedir. Bu sebeple, Nörolog’ların onayı ile otizm üzerinde de kullanılmaya başlandı ve pozitif etkil

Otoimmun kökene sahip olan hastalıklarda (otizm, DEHB, disleksi), asıl sebebin genetik ifadede oluşan bir mutasyon olduğu tezi literatürde yeralmaktadır. DNA ve RNA’daki genetik mutasyon sonucunda, insan vücudundaki 3 önemli sistem aynı anda etkilenebilmektedir: Beyin, bağırsak ve bağışıklık sistemi. Neden bu üçü dediğimizde, büyük ihtimalle bu üç sistemin aynı kök hücreden bölünerek çoğaldığı konusunda bir tez ortaya atılabilir, bu tezin ispatlanması gerekir. İşin ilginci, bu sistemlerden biri bozulduğunda, diğer sistemin gelişmesi ve büyümesi üzerinde negatif etki doğurmaktadır. Bu sistemlerden birisini iyileştirmeyi sağladığınızda da diğer sistemlerde olası düzelme izlemenizdir. Diğer sistemlerde oluşabilecek negatif değişimler, gelişimde gecikme ve otoimmun tepki olan inflamasyonun oluşmasıdır. Bağırsakları daha iyi bir noktaya getirebilmek için uygulanan özel diyetler var: Bunlar gluteni, kazeini ve şekeri sıfıra indiren ve bağırsak mukozasını düzenleyen diyetler. Bu diyetleri